Hikayemiz
Mer & Dic Panacea Krem ; 1991 yılında belinden rahatsızlanan babamız Av. Rahim Yıldız'ın 1993 yılında kendisine bel fıtığı teşhisi konulmasından sonra kendi kendine çare olmak adına geliştirmiş olduğu, formülü kendisine ait olan ve başarıları ile kulaktan kulağa 32 yıldır tavsiye yoluyla yayılan besleyici bir masaj kremidir.
Mer & Dic Pan Krem; 1994 yılında göz çevresi kırışıklıkları ve yüz için günlük nemlendirici olarak babamız tarafından ikinci bir krem olarak üretilen cilt bakım kremidir.
Babamız mesleği avukatken 1993 yılında iyileştikten sonra üretmiş olduğu kremlere biz kızları Meriç ve Dicle’nin isimlerinin ilk 3 harfini vererek Mer & Dic markasıyla
Pan (1994) ve Panacea krem olarak herkese tanıtıp, yardımcı olup, müşteri memnuniyetlerinin de hızlıca artması üzerine üretimlere geçip satışlara başlamıştır.
Hayatı boyunca bu işten aldığı keyfi başka hiçbir şeyden almadığını söylerdi. Ve en çokta sizlerle mutluydu.
2014 yılından vefat eden babamızın anısını sizlerle devam ettirmekten dolayı çok mutluyuz.
Sevgilerimizle…
Mer & Dic markası ; 1991 yılında belinden rahatsızlanan ve sağ bacağında da keskin bir ağrı hisseden babamız Av. Rahim Yıldız'ın, 1993 yılına kadar 15 doktora giderek yaşamış olduğu bel ağrısı ile ilgili farklı teşhisleri dinledikten sonra, kararsız kalması nedeniyle kendisine çare olmak adına 1993 yılında araştırmalar yaparak kendisine krem üretmeye başlaması ile başlar. O yıllarda avukat olan babamız yapmış olduğu kremlerle birkaç ay içinde kendini iyi hissettikten sonra çevresine de yaşadığı süreci anlatarak, kremin tanıtımlarını yapmaya başlar.
‘’Ben doktor değilim avukatım, belimin ağrısından duramıyordum, çaresiz kalınca kendime krem üretmeye karar verdim, yaptığım krem bana iyi geldi ,size de iyi gelecektir’’ diyerek 2 yıl boyunca hediye dağıtımlar yapar. Kremi kullanan kişilerin geri dönüşlerinin hızlı ve memnuniyetlerinin bu denli başarılı olması nedeniyle kremine bir isim vererek daha çok kişiye ulaşmayı diler. İlk aklına gelen marka ismi biz kızları Meriç ve Dicle’nin isimlerinin ilk 3 harfini birleştirerek Mer & Dic Krem demek olmuştur. Mavi etiketlere turuncu Mer & Dic yazısı bastırıp üretmiş olduğu kremleri, yakın çevresine birebir anlatımlar yaparak ve Türkiye’de ihtiyacı olduğunu gördüğü bir çok kişiye o yıllarda mektuplar da yazarak tatlı bir çaba sarf ederek ulaştırır. Cumhurbaşkanlarından, başbakanlara, futbolculardan, gazetede haber olarak gördüğü vatandaşların bazılarına , sanatçılardan , tiyatroculara, yazarlara kadar…Mektuplar bizlere hatıra kaldı, müşterilerimiz de mağazamızda okuyabilirler.
Kremimiz 1990 lı yılların sonlarına doğru hızlı bir şekilde kulaktan kulağa yayılmaya başlar, memnun olan müşterilerimizin çevrelerine yaptıkları Mer & Dic krem tavsiyeleri tavsiyeleri doğurur. Babamızın çabası, bilgisi, insanlığı kısa sürede çok sevilir ve Avukat’ın kremi diye de bilinmeye başlar. Babamız 2000li yılların başında avukatlık mesleğini bırakır, 2014 yılı olan vefat yılına kadar Mer & Dic krem ve sizler için çalışmıştır.
Annemiz de 1990 li yılların sonunda tesadüfe bakın ki bel fıtığı olur. Kremi sürmeye başladığı dönemden belli bir süre sonra, babamız kendisine hafif yürüyüş yapmasını öneriri. Annemizin sırtına kremi her gece süren babamız, öğleden sonra da yürüyüşlerinde ona yardım eder. Gün geçtikçe kendini iyi hissetmeye başlayan ve o zamana kadar sporla hiçbir ilgisi olmayan annemiz büyük bir başarı öyküsüne imza atacağından bir haberdir. 60 metrelik zorla gidilen yürüyüşlerle başlayan dönemini iyileşince 42.195 metreye kadar uzanan bir maraton yolculuğuna dönüştürür. İkigaisini bulmuştur, hala daha her sabah aynı heyecan gözlerinde…Sayısız yarışa katıldı, hala daha devam ediyor…Bir sürü şampiyonluğa imza attı, katıldığı yarışlarda kendi yaş grubu kategorisinde Balkan, Türkiye şampiyonu oldu , İstabul maratonunda koşmaya başladığı yıldan bugüne nerdeyse hep kürsüdeydi. Avrupa şampiyonasına katıldı. Budapeşte’de düzenlenen Masterlar Dünya Salon Pist Şampiyonasında kendi yaş grubunda dünya 6. sı oldu ve çok sayıda rekorlara imza attı.
Özetleyecek olursam ; Hem babamızın hem de annemizin kendi dönüşüm hikayelerini başlatan ortak dertti bel fıtığı. Başımıza gelen dertlerin ne güzel sonuçlar doğuracağını hiçbirimiz bilmiyoruz , o yüzden dertlerimizi dert olarak görmemeyi hepimiz başarabiliriz. En azından başından da farkındayız çünkü, dertlerimizin dönüşeceği bir şeyler olacak , neden üzülmeyi seçiyoruz ki…
Bize gelince ablam avukat. Hobilerine de zaman harcamaktan büyük keyif alır ve her şeyi aynı disiplinle yapar. Bizi her zaman şaşırtır, özellikle son yıllarda ilgi duyduğu diğer alanlarda da bu denli kendini geliştirmesi harika. Küçükken en büyük hatta tek isteği sadece avukat olmaktı ama hayat tek bir hayalin & tutkunun peşinden gitmek için değil, dördümüze göre de. Hayallerimiz çeşitlendikçe ve başarımızı farklı alanlarda da gördüğümüzde sanki hayat daha bir başkalaşıyor, belki de herkes için böyledir sadece adımlarımızı atarken kararlı olamıyoruzdur yada disiplin oluşturmak zor geliyordur. Ablamda bu çeşitliliği ve disiplini yakından görüyorum ve kendisini tebrik ediyorum .
Ben de Mer & Dic in tüm işlerini yürütmekteyim. Babamı kaybettiğimde 25 yaşındaydım. İzmir Saint Joseph Fransız lisesinden 18 yaşımda, Koç üniversitesi işletme bölümünden 23 yaşımda mezun olmuştum. Mezun olduktan sonra özel bir şirkette Fransa , Fas , Finlandiya , Estonya olmak üzere 4 ülkede uluslararası satış temsilcisi olarak çalışıyordum. Müşterilerimle sayısız toplantıya katılmış ,farklı ülke vatandaşlarının işteki davranış biçimlerini yakından görme fırsatı yakalamış ve tekstilde ihracat alanında çeşitli satışlar gerçekleştirirken nice tecrübeler kazanmıştım. İlk işim bana hiçbir yerde edinemeyeceğim deneyimler kazandırıyordu ama babamı kaybetmemle işe olan tutkumu da kaybetmiştim. Birkaç yıl daha çalışıp, öğrendiklerimi Mer & Dic’te deneyimlemek için sabırsızlanmaya başlamıştım ki 2016 yılında çalıştığım uluslarası şirketten ayrıldım. İlk işime bir kez daha buradan teşekkürlerimi iletiyorum öğrendiğim her şey için. 2016 yılından beri Mer & Dic için çalışmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyorum. Hayatım boyunca gerçekleştirmeyi dilediğim farklı hayallerim de var ve birde çok sevdiğim köpeğim Nobel var :) O da sürüyor Mer & Dic kremi…
Ve son olarak belirtmek isterim ki Türkiye’nin neredeyse her yerinden müşterilerimiz var, Mer & Dic kremle büyüyen çocuklar şimdilerde kendi çocuklarına kremi öğretmekte…Mer & Dic krem ortaya çıktığında ben 4 , ablam 12 yaşındaydı… Seneler su gibi akıp geçiyor, dileğimiz bu değerli baba emeğinin bizden sonraki kuşaklara da kalması… Babamızın anısını sizlerle kuşaktan kuşağa devam ettirmekten dolayı çok mutluyuz, 32 yılı geride bıraktık...
Daha nice nice Mer & Dic dolu yıllar dileriz.
